WorldFood İstanbul Fuarı 2-5 Eylül tarihlerinde Tüyap Fuar Merkezinde

Okuduğunuz haber
FUAR STAND SÖZLEŞMELERİ VE MÜCBİR SEBEP

2020 Fuar Takvimi 29 Mayıs 2020 tarihli güncellemeler

Anasayfa   /    Dernekler    /    Fuar Stand Sözleşmeleri ve Mücbir Sebep

Fuar Stand Sözleşmeleri ve Mücbir Sebep

Avukat Zuhal Yılmaz "Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.”

DERNEKLER      30 Mayis 2020 - 22:40     0

Fuar Stand Sözleşmeleri ve Mücbir Sebep

Fuar Stand Tedarikçileri Derneği avukatı Zuhal Yılmaz ile fuarlara hizmet veren mimarlik firmaları ve alt yüklenicilerin sorunlarından biri olan stand sözleşmeleri ve mücbir sebepleri konuştuk.

Aralık ayının sonunda Çin'in Wuhan kentinde başlayıp tüm Dünyayı etkisi altına alan korona virüs, 11 Mart 2020 itibariyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmesinin ardından, tüm ülkeler virüsün yayılmasını önlemek amacıyla pek çok önlem almıştır. Alınan bu önlemler ile etkilenen sektörlerden biri de fuarcılık sektörü olmuştur. Toplu etkinliklerin ve organizasyonların iptal edilmesiyle, sektörde faaliyet gösteren pek çok firma ve bu firmaların çalıştığı taşeron firmalar belirsizliğe sürüklenmiştir.

Bilindiği üzere, fuar stand tedarikçileri olarak, siz tedarikçi şirketler, fuar dönemlerinden önce firmalar ile görüşmeler sağlayıp, firmaların talep ettiği şekillerde fuarlarda yer alan standları tasarlama, imal etme gibi pek çok edimi yüklenmektesiniz. Tarafınız ile müşteri arasında akdedilen sözleşmeler ile, hem fuar stand tedarikçisi olarak size hem de müşteriye çeşitli yükümlülükler yüklenilmekte olup, korona virüs nedeniyle ertelenen fuarlar nedeniyle sektörel anlamda sıkıntılar yaşandığı açıktır. Bu yazımız ile sözleşmelerde yer alan ve Türk Hukuku uygulamasındaki mücbir sebep kavramı ve müşteriler ile aranızda akdedilen sözleşmenin niteliğini genel hatları ile açıklamaya çalışacağız.

Türk Hukukunda hakim olan sözleşme serbestisi ilkesi gereğince, taraflar kanuna ve emredici kurallara aykırı olmamak koşuluyla sözleşme içeriğini diledikleri şekilde yapabilirler. Bu nedenle taraflar arasında yapılan her sözleşme kendi özel şartları altında değerlendirilmektedir. Taraflar kendi aralarında yapacakları sözleşmelerde, yapılacak işin niteliği ile yükümlülüklerini belirlemekte, yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde sorumluluklarını, sözleşmeye uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımları belirlemekte yine sözleşmenin sona ermesi hali de taraflar arasındaki sözleşmelerde yer almaktadır. Bununla birlikte sözleşmelerde mücbir sebep sayılan haller de yer almaktadır.  Ancak tarafların mücbir sebep sayılan haller ile mücbir sebebin gerçekleştiği takdirde tarafların yükümlülüklerinin neler olduğu ve mücbir sebebin gerçekleşmesinin ardından sözleşmenin ne şekilde uyarlanacağına dair aralarındaki akdettikleri sözleşmede hüküm bulunmadığı sözleşmeler de mevcuttur. Mücbir sebep maddelerine yer verilmeyen sözleşmelerin olması halinde, taraflar arasında yaşanacak uyuşmazlıklar ve uyuşmazlıkların çözümünde genel kanun hükümleri uygulanacaktır.

Mücbir sebep, kavram olarak Türk Borçlar Kanununda yer almasına rağmen, kanunda tanımına yer verilmemiştir. Kanunda yer almayan mücbir sebebin tanımını Yargıtay kararları ve doktrindeki görüşler belirlemiştir. Mücbir sebep genellikle, "bir borcun veya genel bir davranış yükümünün ihlaline neden olan, borçlunun işletme faaliyetiyle ilgisi olmayan (harici), öngörülmez ve kaçınılmaz bir olay" olarak tanımlanmaktadır. Mücbir sebep, tarafların borcunu ifa etmemesinden dolayı kusurunu ortadan kaldırmaktadır. Yargıtay'ın pek çok kararında salgın hastalık mücbir sebep olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, eğer taraflar arasındaki sözleşmede mücbir sebep halleri sınır olarak sayılmamışsa korona virüs salgını mücbir sebep olarak nitelendirilebilecek diyebiliriz.

Genel hukuk kuralları çerçevesinde baktığımızda, fuar stand tedarikçisi olarak müşteri ile yapmış olduğunuz sözleşme Türk Borçlar Kanununda düzenlenen eser sözleşmesi olarak nitelendirilebilecektir. Ancak şu unutulmamalıdır ki, her sözleşme içeriğine göre ayrı ayrı değerlendirilecek olup, genel hatları ile bilgi vermekteyiz. 

Türk Borçlar Kanunun 470. maddesinde eser sözleşmesi " Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş getirmesi iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir."  Sözleşmenin niteliği şu durumda önem arz etmektedir. Eğer akdedilen sözleşmede, mücbir sebep maddesi özel olarak yer almadığı takdirde, kanunda düzenlenmiş olan hükümler sözleşmeye uygulanacaktır. Bu durumda Türk Borçlar Kanununda bedelin götürü olarak belirlendiği eser sözleşmeleri ile ilgili öngörülmeyen bir durum meydana geldiğinde ne şekilde hareket edileceği düzenlenmiştir. 

TBK m. 480 eser sözleşmesi açısından özel bir uyarlama hükmü niteliğinde olup, götürü ücretli sözleşmelerde, evvelce öngörülemeyen haller dolayısıyla ücretin arttırılmasını veya sözleşmenin feshini düzenleyen bir hükümdür.

“Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.

Ancak, başlangıçta öngörülmeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eseri yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir.

Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.”

Ana kural olan sözleşmeye bağlılık ilkesi (ahde vefa) gereği, şartların ağırlaşması ve zorlaşmasına rağmen edimlerini yerine getirmeleridir. Hükmün ikinci fıkrasında ise, uyarlama koşulları belirtilerek sözleşmeye bağlılık ilkesine bir istisna getirilmiştir.

TBK m. 480 hükmü, aşırı ifa güçlüğü yaşayan yüklenici, öngörülemeyen durumların varlığı halinde götürü bedel üzerinden akdedilen eser sözleşmelerinin uyarlanmasını veya sözleşmenin feshini düzenleyen bir özel hükümdür.  Hükümden de anlaşılacağı gibi öncelik taraflar arasındaki sözleşmenin mevcut koşullara uyarlanmasıdır. Sözleşmenin feshi ve sözleşmeden dönme hakları son çare olarak başvurulmalıdır.

Yine sözleşmenin uyarlanmasının hakimden istenilmesinin öncesinde sözleşme taraflarının bir araya gelip sözleşmelerini yeniden müzakere için adım atmaları dürüstlük kuralının bir gereği olarak da kabul edilmektedir.

Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi, her sözleşme öncelikle kendi maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirilecek olup, eğer akdedilen sözleşmede mücbir sebep maddesi bulunmadığı ve yine bununla mücbir sebebin meydana gelmesi neticesinde tarafların yükümlülüklerinin belirlenmediği sözleşmeler söz konusu ise Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri ve hukuk kuralları uygulanacaktır. Önemle belirtmek isteriz ki, yapacağınız her sözleşme her iki taraf için de bağlayıcı olduğundan ve uyuşmazlık ortaya çıktığında sözleşmedeki maddeler esas alındığından dolayı sözleşmeleri büyük bir özen ve dikkat ile hazırlamanız ve akdetmeniz sonradan ortaya çıkabilecek olan uyuşmazlıkları ve sorunları ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.

Yazı, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.

Fuar Stand Tedarikçileri Derneği

Av. Zuhal YILMAZ

YORUM EKLEYİN

X

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen ziyaretçilere aittir.

X

Habere hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

GÜNÜN MANŞETLERİ